2025’te Siber Güvenlik ve Yapay Zeka : YEPUTV
Yapay zekanın hızla gelişmesiyle, 2025 yılı siber güvenlik dünyasında büyük bir dönüşüm yılı olarak görülüyor. Uzmanların ifadelerine göre, yapay zeka hem saldırganların hem de savunucuların ellerinde güçlü bir araç haline geliyor. Ancak saldırganlar, etik ve doğruluk gibi endişeler taşımadıkları için bu teknolojiden daha fazla faydalanabilecek gibi görünüyor.
Saldırganlar ve Savunucular: Bir Yapay Zeka Yarışı
Kaliforniya merkezli AppSOC’nin CMO’su Willy Leichter, saldırganların yapay zekayı daha agresif bir şekilde kullanacaklarını belirtti. Yapay zeka, eski güvenlik açıklarını tespit etme, ağları tarama ve kişiselleştirilmiş kimlik avı saldırıları için önemli bir araç haline gelecek. Öte yandan, savunucular yapay zekayı uygulamada karşılaşılan yasal ve pratik kısıtlamalar nedeniyle daha temkinli kullanmak zorunda kalacak.
Pixel Privacy’den Chris Hauk, 2025’in “yapay zekanın yapay zekaya karşı mücadele ettiği” bir yıl olacağını öngörüyor. Siber saldırganlar, önceki saldırılardan elde edilen verilerle yeni taktikler geliştirirken, savunucular da bu tehditlere karşı AI destekli çözümlerle karşılık vermeye çalışacak.
Yapay Zeka Sistemlerine Yönelik Tehditler
Yapay zeka teknolojisi, geniş veri kümeleri ve modelleri nedeniyle ciddi güvenlik riskleri taşıyor. AppOmni’den Justin Blackburn ve Lastwall’un CEO’su Karl Holmqvist gibi uzmanlar, AI sistemlerinin genellikle sağlam güvenlik önlemleri olmadan piyasaya sürüldüğünü ve bu durumun saldırganlar için fırsatlar yarattığını belirtiyor.
Yapay zeka sistemleri, verileri koruma ve karar alma süreçlerini optimize etme potansiyeline sahip olsa da, bu araçlar kötü niyetli aktörler tarafından manipüle edilerek büyük tehditlere dönüşebilir. Ridgefield merkezli Kusari’nin CTO’su Michael Lieberman, özellikle büyük dil modellerine (LLM) yönelik “veri zehirleme” saldırılarının yaygınlaşacağını ifade ediyor. Bu tür saldırılar, kötü niyetli veri setlerinin modelleri yanıltarak yanlış bilgi üretmesine yol açabilir.
Ajan Yapay Zeka ve Otonom Siber Silahlar
2025’te “ajan yapay zeka” olarak adlandırılan, otonom karar alma yeteneğine sahip sistemlerin yükselişi bekleniyor. Bu sistemler, insan müdahalesine gerek duymadan güvenlik açıklarını belirleyebilir, sistemlere sızabilir ve hatta kendilerini geliştirebilir. Maryland Üniversitesi’nden Jason Pittman, bu tür sistemlerin sadece devlet aktörleri tarafından değil, devlet dışı gruplar tarafından da kullanılabileceğini belirtiyor.
Ajan yapay zekanın yanlışlıkla serbest bırakılması, geçmişteki Morris Solucanı gibi bir felaket senaryosuna dönüşebilir. Ancak bu kez, sistemlerin otonom olması durumu daha karmaşık ve tehlikeli hale getiriyor.
Savunma ve Çözümler: Yapay Zekanın Etik Kullanımı
Siber güvenlik dünyasında yapay zekanın zararlı amaçlarla kullanılmasının yanı sıra, iyi amaçlar için kullanımı da hız kazanacak. Hassas bilgilerin tespiti, sınıflandırılması ve güvence altına alınması için AI destekli çözümler öne çıkıyor. Metomic’in CEO’su Rich Vibert, AI’nın 2025’te veri güvenliğini artırmada önemli bir araç olacağını ifade ediyor. Şirketlerin, SaaS ve bulut ortamlarında yanlışlıkla erişime açık bırakılan hassas bilgileri korumak için otomatik sistemlere daha fazla yatırım yapması bekleniyor.
Risklerle Gelen Dönüşüm
2025 yılı, siber güvenlik ve yapay zeka etrafında şekillenen karmaşık bir mücadele yılı olarak tarihe geçebilir. Saldırganlar yapay zekanın getirdiği yenilikleri hızla benimserken, savunucuların daha fazla çaba ve kaynak yatırımı yapması gerekecek. Bu süreçte, hem bireysel kullanıcılar hem de organizasyonlar için farkındalık ve temel güvenlik önlemleri kritik önem taşıyor.
Geleceğin siber güvenlik stratejileri, yalnızca teknolojik gelişmelere değil, aynı zamanda etik standartlara ve uluslararası iş birliğine dayalı olmalı. Unutulmamalıdır ki, yapay zekanın gücünü anlamak ve kontrol altına almak, hem tehditleri azaltmak hem de güvenli bir dijital ekosistem oluşturmak için temel adımlardır.
Senin reaksiyonun hangisi?