IEA Başkanı Birol, temiz enerjide büyümenin gelecek birkaç yılda yavaşlayabileceği uyarısında bulundu
Birol, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen 55. Yıllık Toplantıları kapsamında AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Dünyada güneş ve rüzgar enerjisi, elektrikli araçlar ve bataryalar gibi temiz enerji teknolojilerinin üretim ve kullanımının her geçen gün arttığını dile getiren Birol, bu alandaki yatırımların asıl nedeninin iklim değişikliğine çözüm bulmanın da ötesine geçtiğini söyledi.
Birol, söz konusu temiz enerji teknolojilerindeki yatırımların çoğunun oldukça ucuzladığını ifade ederek, güneş enerjisinin şu an hemen hemen dünyanın her yerinde yeni açılan santraller açısından en ucuza mal olan santral türü olduğunu anlattı.
Elektrikli araçların da giderek ucuzladığına dikkati çeken Birol, şöyle devam etti:
“Şu anda Çin’de elektrikli araçların fiyatı normal araçlarla neredeyse aynı seviyeye geldi. Ülkeler artık temiz enerjinin yarının sanayisi olduğunu bildikleri için bu konuya çok önem veriyorlar. O bakımdan temiz enerjinin büyümesine devam edeceğini düşünüyorum ancak birçok sorun olduğunu da söylemem lazım. Bazı ülkeler temiz enerji teknolojilerinde pazar payları büyüdükçe, kendi sanayilerini korumak için ek vergiler getirecek. Bu durum, büyümeyi bir dönem için yavaşlatabilir. Önümüzdeki 3-4 senelik süreçte temiz enerjideki büyümenin inkıtaya uğrayacağını, bir miktar yavaşlayacağını düşünüyorum.”
ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilme kararı
Birol, ABD Başkanı Donald Trump’ın fosil yakıt üretimini artırmak ve Paris Anlaşması’ndan çekilme kararlarına ilişkin soruya ise “Esasen çok taze bunlar. Bunların sonuçlarına ve detaylarına bakmak lazım. Ama geçmişteki yıllara baktığımız zaman, ABD’nin bu anlaşma içinde olmadığı zaman bile emisyonlarında düşüş vardı. Umarım bu eğilimler önümüzdeki aylarda ve yıllarda devam edecektir. Ama kesin bir karar ve hüküm vermek için çok erken.” dedi.
“Bugün petrol neyse, yarın bakır buna benzer önemli bir mineral olacak”
Fatih Birol, dünyada temiz enerji dönüşümüyle birlikte kritik minerallerin öneminin de hızla arttığına dikkat çekti.
Elektrikli araçlardan rüzgar enerjisi santraline birçok alanda bu minerallerin kullanıldığını anımsatan Birol, “Dünyanın en büyük maden şirketleri, çoğu Avustralya, ABD ve Kanada’da bulunuyor. Bunlar 100-150 yıllık şirketler ve geçmişlerine baktığımızda, esas büyümeleri şimdiye kadar kömür üzerineydi. Şimdi büyük maden şirketleri yatırımlarını kömürden çekip bakır veya lityum gibi kritik minerallere yapıyor. Burada muazzam bir büyüme var. Yani şu anda petrol neyse, yarın örneğin bakır buna benzer önemli bir mineral olacak.” öngörüsünde bulundu.
Birol, bu kapsamda birçok şirketin kritik mineralleri çıkarma ve işleme konusunda muazzam bir iştahı olduğunu vurgulayarak, “Esasen biz Türkiye olarak bu konuda da oldukça tecrübeli bir ülkeyiz. Umarım ülkemiz ve ülkemizdeki iş insanları da bu konuda pay sahibi olurlar.” dedi.
Bu yılın küresel enerji sektörünün manşeti Çin
Birol, temiz enerji dönüşümünün ve küresel enerji talebi açısından Çin ekonomisindeki gelişmelerin önemli olacağına da dikkati çekti.
Çin’deki ekonominin zayıflığının hemen hemen bütün sektörleri etkilediğini kaydeden Birol, “Geçmiş 10 yılda dünya doğal gaz tüketimindeki büyümenin üçte biri Çin’den geldi. Dünya petrol tüketimindeki büyümenin üçte ikisi Çin’den geldi. Yine demir-çelik olsun her konuda Çin ekonomisi son derece önemliydi. Şimdi Çin ekonomisi biraz yavaşlamaya, hatta deyim yerindeyse tökezlemeye başladı. Bu tökezlemenin ne kadar ciddi olup olmayacağı dünya piyasalarını belirleyecek.” şeklinde konuştu.
Birol, öte yandan, Çin’in yine temiz enerji teknolojileri, nükleer enerji ve bataryalarda “bir numara” olmaya devam edeceğinin altını çizerek, “Bu yılın enerji manşetinde yine çeşitli açılardan Çin’i konuşacağız.” dedi.
“Türkiye Sınırda Karbon Vergisi’ni çok ciddiye almalı”
Türkiye’nin enerji politikaları ve küresel gelişmelerin ülkeye yansımaları konusunda önemli ticaret ortaklarına işaret eden Birol, Avrupa ve ABD başta olmak üzere birçok ülkenin yeni ek vergileri gündeme getirdiğini aktardı.
Birol, “ABD hükümeti bu konuda adım atacağını söyledi. Tabii bunların detaylarını henüz bilmiyoruz, çok erken. Ancak, Avrupa Birliği (AB), Sınırda Karbon Vergisi konusunda çok ciddi. Bizim de ticaretimizin yaklaşık yüzde 50’si AB’ye olduğu için, bu konuyu çok ciddiye almamız lazım.” ifadelerini kullandı.
Özellikle Türkiye’nin AB’ye ihracatında karbon ayak izinin ciddi şekilde inceleneceğini belirten Birol, “Bu konuda vakit varken ihracatçılar ve hükümet bir an önce adım atması gerekir. Çünkü 2026 itibarıyla bu gerçekten Türkiye için önemli bir konu olacak.” dedi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.