İstanbul Tabip Odası’dan sahte içki zehirlenmeleri hakkında açıklama: Kamu otoritesini göreve çağırıyoruz
İstanbul’da son üç günde 86 kişi sahte içkiden kaynaklı zehirlenme nedeniyle hastaneye kaldırılmış, 31 kişi yaşamını yitirmiş, 48 kişinin tedavisinin de sürdüğü belirtilmişti.
İstanbul Tabip Odası, sahte içkiden zehirlenme vakalarında yaşanan bu artış nedeniyle bir açıklama yaptı. Kamunun göreve davet edildği açıklama şu şekilde:
“Fahiş vergi merdiven altı üretimi teşvik etmektedir”
“İstanbul’da, sahte içkiden dolayı ölüme varan zehirlenme vakalarında son birkaç aydır belirgin bir artış yaşanmaktadır… Sanayide boya inceltici, teksir makine sıvısı, antifriz, cam temizleyici gibi maddelerin yapımında kullanılan metil alkol (metanol) aynı zamanda yasadışı olarak sahte içki yapımında da kullanılmaktadır. Alkollü içkiler normal şartlarda alkol olarak etil alkol (etanol) ihtiva eder. Ancak ülkemiz koşullarında alkollü içkilere yönelik fahiş vergi uygulamaları sebebi ile alkolün satış fiyatı çok yüksek bir noktaya gelmiştir. Bu da merdiven altı üretimi teşvik etmektedir. Maliyeti düşürmek ve daha fazla kazanç sağlamak için yasal olmayan merdiven altı üretimle insan sağlığı hiçe sayılarak içkiye metil alkol ilave edilmektedir.
“Zehirlenmenin ilk belirtileri genellikle sahte içki alımından 10-24 saat sonra görülmeye başlar”
Sahte içki içildiği zaman göz sinirini tahrip eder ve buna bağlı olarak körlük oluşur. Alınan miktara göre sonuç ölümle sonuçlanabilmektedir. Sahte içkinin çok az bir miktarı bile (20 mg/dL ve üstü) zehirlidir. Sahte içki tüketildikten sonraki ilk 5 saatte gerçek içkiyle benzer şekilde sarhoşluk belirtileri görülmektedir. Zehirlenmenin ilk belirtileri genellikle sahte içki alımından 10-24 saat sonra görülmeye başlar.
Sahte içki tüketilmesiyle oluşan zehirlenmenin ciddiyeti, içilen sahte içki miktarına bağlıdır ve aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir: Bilinç bulanıklığı, denge ve hareket bozukluğu, şaş ağrısı, bulantı, kusma, şiddetli karın ağrısı, sırt, kol ve bacaklarda ağrı, görme bozukluğu ve daha sonra körlük, tedavi edilmediği taktirde kanın pH’sının düşmesi (metabolik asidoz), koma ve solunum durması sonucu ölüm.
“Sahte içki zehirlenmesi vakalarına İstanbul’daki pek çok hastane etil alkol stoğu açısından hazırlıksız yakalanmıştır”
Sahte içki ile gerçek içkinin ayırımını renk, koku veya tat ile yapmak mümkün değildir. Bu ayrım bugün için yalnızca laboratuvar şartlarında yapılan analiz yöntemleri ile mümkündür. Bu nedenle alkol içeren ürünler tüketilmeden önce kaynağının güvenilirliğinden emin olunmalıdır.
Metil alkol zehirlenmesinde tedavinin ilk adımı etil alkol (Antidot-panzehir tedavisi) uygulamasıdır. Ne yazık ki son yaşanan sahte içki zehirlenmesi vakalarına İstanbul’daki pek çok hastane etil alkol stoğu açısından hazırlıksız yakalanmıştır.
“Her seferinde alkol satışını güya sınırlamaya dönük zam yapmak girmektedir”
Sahte içkinin bugün için pratik olarak gerçek içkiden ayırt edilmesi mümkün değildir. Bu da üretim safhasında içki şişelemesi teknolojisinin buna göre dizayn edilmesini gündeme getirmelidir (Bir diğer seçenek Araştırma-Geliştirme yoluyla metil ve etil alkolü yüksek doğrulukla ayırt edebilen bir kitin üretilmesidir). Ancak içki piyasası TEKEL’in özelleştirilmesiyle tamamen özel firmaların eline bırakılmıştır. Dolayısıyla bu teknolojik gelişmenin maliyetine özel içki firmalarının katlanmak istememesi yüksek ihtimaldir. İşte burada siyasi iktidarın bu piyasa üzerinde göstereceği irade devreye girmelidir ama ne hikmetse bir türlü girmemektedir. Devreye her seferinde alkol satışını güya sınırlamaya dönük zam yapmak girmektedir.
“Kamu otoritesini göreve çağırıyoruz”
Sahte içki zehirlenmeleri, halk sağlığı sorunudur. Bu anlamda birincil sorumlu kamu otoritesidir. Ancak içki zehirlenmesi vakaları geçmişten beridir kamu otoritesinin İslami muhafazakâr yaklaşımından dolayı üvey evlat muamelesi görmektedir. Onlarca ölüm yaşanmış bir olaya Valilik yalnızca kamuoyuna bilgilendirme geçmektedir. Oysa aynı Valilik Anayasal hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü, grev ve iş bırakma vb. hak kullanımlarına kolluk güçlerini anında bu hakların engellenmesi yönünde sevk edebilmektedir. İstanbul Tabip Odası olarak sahte içkiden zehirlenmelerin ve ölümlerin bir an evvel son bulması için kamu otoritesini göreve çağırıyoruz.
Öneriler:
İstanbul Tabip Odası olarak önerilerimiz şunlardır:
Sahte içkinin tedavisinde kullanılan etil alkolün yılın her dönemi stoklarda ulaşılabilir şekilde bulunması sağlanmalıdır.
Sahte içkinin pratik olarak gerçek alkolden ayırt edilebilmesini sağlayacak teknolojik çalışmalar başlatılmalı ve en kısa sürede hayata geçirilmelidir.
Sahte içki üreten kişilerin “kasten adam öldürme” suçlamasıyla yargılanması yönünde hukuki düzenlemeler yapılmalı, cezadan indirim yolu kapalı olmalıdır.
Alkolün tüketimini azaltmanın yolu yalnızca fiyatını arttırmak değildir. Ekonomik, kültürel, sosyolojik, psikolojik ve sağlık açısından kısa, orta ve uzun vadeli bir merkezî planlamayla konunun üstüne gidilmeli, alkol kullananları toplum içinde rencide edecek damgalayıcı yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Halkımızı bu konuda bilgilendirir ve konunun takipçisi olduğumuzu belirtmek isteriz.”