Narin cinayeti davasında ağabey Enes Güran savunma yaptı: “Benim vicdanım rahat”
Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ikinci duruşması sürüyor. İki gündür süren duruşmada, Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran ile Narin’in cansız bedeninin bulunduğu dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar, ”iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor.
Gün boyu süren duruşmada, sanık ve avukatları savunma yapıyor. Narin’in cinayetinde tutuklu bulunan ağabeyi Enes Güran, dava savcısının mütalaasına karşı 37 dakika süren savunma yaptı.
“Olay günü evde olduğumu inkar etmiyorum”
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Enes Güran, Narin’in kaybolduğu gün evde olduğunu ve bunun da suç olmadığını ifade etti. Savunmasını yaptığı sırada zaman zaman küfürler savuran Enes Güran, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Sayın hakimim evdeyim diye ağırlaştırılmış müebbet alacağım diye bir şey yok. Evdeyim diye bir şey bilecek halim yok. Olay günü evde olduğumu inkar etmiyorum. Tanımadığım insanlar kardeşimi arıyor ama ben jandarmadayım. Cezaevine gireceksin dediler. Tamam dedim. Pikolojim bozuk. Elimden bir şey gelmiyordu. Hatırlamaya başladım ne yapayım. Gittim ifade verdim. Bana dedikleri şey kendini mi bu işten kurtarıyorsun? Gözümdeki morluğa geleyim. Ben kimsenin yanında kendime zarar vermem. Hakkımı helal etmiyorum zehir zıkkım olsun, onlardan çıkmasa da çocuğundan çıkacak. Kafamı gövdemden koparın ama bacımla suçlamayın. Baro başkanı elbiseye dokundun mu dedi. Ben fistana dokundum arabada diyorum. Sonunda müebbet var ömrümün sonuna kadar cezaevinde kalayım, benim vicdanım rahat. Baro başkanı soruyor. Pembe etek gibi bir şey fırfırlı bir şey. Arabada kucağımdaydı” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de kaç tane diş profesörü var baksınlar diş yapımıza”
“Nevzat Bahtiyar bizim köpeğimiz bile olamaz ama katil olur” diyen Enes Güran, gözaltına alındığında vücudundaki izler ve gözündeki morluklara ilişkin de konuştu. Kolunu kendi ısırdığı beyanını yineleyen Enes Güran, şunları kaydetti:
“Gözümdeki morluk diyorsunuz sizin elinizde bir kanıt var mı onların yaptığına dair? Belimdeki iz diyorsunuz kanıt var mı yok, kolumdaki ısırık diyorsunuz kanıt var mı, yok. Türkiye’de kaç tane diş profesörü var baksınlar diş yapımıza. Kolumdaki ısırığı tespit edememişler benim suçum değil. Göstereyim sayın hakim (sol kolunu açıp gösterdi) Ben komutana söyledim, kolumu ısırdım diye. Adamın gözü açıldı sanki cennete düşmüş. Belimdeki izlere gelince kimse görmedi benim nasıl ağladığımı. 4. gün sabaha kadar yatmadım. Aldılar beni götürdüler 9. gün getirdiler. Kardeşimin ölü olduğunu bilsem Eğertutmaz Deresi’ne bırakıldığını bilsem, 9. gün ifademde evdeyim der miyim. İfademi değiştirirdim. Annem beni korusa biz evde değildik, oğlum evde değildi derdi. Bugün hep doğruyu konuştum, yalan konuşmadım kimseye. Ben o saatte evdeyim. Yanlış görmüşüm yanlış hatırlıyorum diyorum. Ama evdeyim hep evdeyim. Aile Bakanlığı biraz gelişin. Somut delil dediğinizi ya ben yanlış biliyorum ya siz. Ben evde değilim o saatte derdim benim kurtuluşum o olurdu. Duruşmada bana kolunu ısırırken vücut kendini çekiyor denmişti. Cezaevinde test ettim doğrudur. Türkiye’de çok kişi kafasına sıkıyor. Acıdır ya insanın acısıdır. Elime silah alsam kafama sıksam beyin de biliyor ruh da. Bunun akıllıca açıklaması olmaz. İnsanın içindeki acıyı koymalılar içine. 18 yaşındaki çocuksun, baban gelmiş karşına sen yapmışsın diyor.”
“Cezaevinde seni öldürürüm diyen kişilerle çok tanıştım”
Psikolojisinin bozulduğunu öne süren Enes Güran, Nevzat Bahtiyar’a suçlamalar yönelterek, “Psikolojimi düşünün. Cezaevine gittiğimde Kuranı Kerim okuyorum. Allah onlardan çıkarsın. İşkence diyorum savcı bizim konumuz değil diyor. Bugün bizim konumuz namus şeref değildir, Narin Güran’dır. Nevzat Bahtiyar’ın avukatı anneme parmak sallıyor. Ben ona yapamaz mıyım? Size bir şöy söyleyeyim mi vallahi billahi Nevzat Bahtiyar tahliye olmayacak. Ben o adamı (Nevzat) bir kere camide gördüm o da lanet olsun. Keşke kalbim dursaydı ölseydim de bu adamın elini tutmasaydım. Sizler kafanızda bir şey uydurmuşsunuz diyorsunuz ki, o olacak. İnsanlar diyor ki Güran ailesi, Güran ailesi, Güran ailesi. Bu kimin suçu, savcıların suçu. Psikolojimi bozdular, beni dünyaya küstürdüler, şu an çıksam bile insanların yüzünü görmek istemem. Ben hücrede ismime Azad diyordum. Enes demiyordum. Cezaevinde seni öldürürüm diyen kişilerle çok tanıştım. Basın yüzünden, bizi katil olarak milletin önüne atan basındır. Bugün Enes her şeyi biliyor, konuşacak. Ben ilk mahkemede de konuşamadım, ağladım çünkü. Biz suçsuz olarak çıksak ne diyeceksiniz? Hiçbir şey. Özür dileriz, bitti mi? Hayır. Namusumu, şerefimi konuşan insanlara hayatı zehir edeceğim. Nasıl edeceğim? Hak hukuk yoluyla” diye konuştu.
Enes Güran, savunmasını yaptığı sırada Nevzat Bahtiyar’a dönerek “Sadece fa diyorum anlarsın kızınla ilgili” dedi. Nevzat Bahtiyar ise “Şerefsizlik yapma” diye karşılık verdi.
“Somut delil olmadan beni yargılayamazsınız”
Savunmasında, “Biraz aklım olsaydı, Jandarmaya sıkardım aklım olsaydı hepsine sıkardım” ifadelerini kullanan Enes Güran, şöyle konuştu:
“Benim bacım gitmiş. İnsanoğlu para için ölüyor. Bir kağıt için. Fen lisesine gidiyordum. Özel okuldu. Benim ayakkabım yırtıktı. Bir elbiseyi bir ay giyiyordum. 400 dönüm tarla diyorlar. Sizin olsun ya. Tarla 10 bin dönüm yok. Ben bacımın mezarına 3 ay boyunca gitmemişim. Cenaze namazını cezaevinde kıldım. Hakkım helal değil. Hepiniz yanacaksınız. Ben de yanacağım elbette benim de günahlarım vardır. Suçsuzum hiçbir suçu kabul etmiyorum. Keşke buraya gelmeseydim, keşke bu duruma gelmeseydim, keşke bazılarıyla bu duruma gelmeseydim. Her şey ortaya çıktığında anlayacaksınız siz de insanların nasıl yalancı olduğunu. Üzerime atılan hiçbir suçu kabul etmiyorum. Hak hukuk diyorsanız somut delil olmalı. Somut delil olmadan beni yargılayamazsınız.”