Yapay zekâ planınız hazır mı?


ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 Ocak’taki yemin töreni öncesinde siyasi ve ekonomik gelişmeler hız kazanırken kendi planlarınızı yapmanız önem taşıyor. Bu planların ana ekseninde ise yapay zekâ karşısındaki konumunuzu belirlemekle ilgili olanlar geliyor. Zeki olanlar bunu yapıyor.

Ev alma komşu al demişler. System Capital, Kuika and System Optima Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv, yaşadığı Seattle’dan komşusu Jeff Bezos’un Amazon’u yapay zekâ ekseninde yeniden şekillendirmek için şirketin başına döndüğünü söylüyor. Seattle’daki komşuluk ilişkilerinin bizden daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Geçen yıl ABD’ye gittiğinde Ciliv’de kaldığını söyleyen bir iş adamı dostum, kendisinin bundan haberi olmadığını ya da tam olarak Ciliv’in kendisine böyle bir şey anlatmadığını söyledi. Mayıs sonunda gerçekleşecek Win 2025 sanayi fuarının tanıtım toplantısında Ciliv, komşusu ya da hemşerisi Bezos ile ilgili bu durumu ifade ettiğinde, izleyiciler arasında bulunan Adnan Dalgakıran, “Biz, Bezos nakde dönüyormuş, diye duyduk” diye seslendi. Bir anda Bezos komşumuz haline gelmişti ve kendi apartman komşularım hakkında yapmadığımız kadar bir apartman sohbetinin içinde bulmuştum kendimi.

Dünyanın en değerli şirketlerinden ve dünyanın en zengin kişilerinden biri hakkındaki bu sohbet -ne kadar sohbet denilebilirse- dünyadaki önemli bir gelişmeyi dikkate alarak planlarımızı yapmamız gerektiğini hatırlattı: yapay zekâ dünyasında ne rol oynayacağız? Bu planın ve kararın sonucu, kişilerin yapay zekâ ile mi yoksa yapay zekâ için mi çalışacaklarını belirleyecek. Arada bir sözcük fark var gibi görünse de bu karar, bundan sonraki hayatınızı inanılmaz derecede değiştirme potansiyeline sahip.

Bunun etkilerini bugünden görmeye başladık. İnsanlar ile algoritmalar arasında bir düşük yoğunluklu çatışma başlamış durumda. İçerik üreticileri arama motoru algoritmalarının kendi içeriklerini eskisi kadar göstermemesi nedeniyle ciddi gelir kaybına uğruyorlar ve Google’a bu konuda şikâyette bulunuyorlar. Google Türkiye, gelen şikayetleri merkeze yönlendirdiğini ve gelen yanıtları da ilgili kişilerle paylaştığını ifade ediyor. Ben, eğitimlere katıldığımda içerik üreticilerle Google Türkiye’nin kendi aralarında konuştuklarına kulak misafiri olurken kendi yaşadığım kullanıcı deneyimi konusunda konuşmak aklıma bile gelmedi.

Hâlbuki bu sistemin 360 dereceye tamamlanıp mükemmel bir halka olarak çalışması için içerik üreticisi, arama motoru ve kullanıcının oluşturduğu sistemin bütününün hizalanması gerekiyordu. Google bir süredir bana bir içerik ya da reklamın benimle ilgili olup olmadığını soruyor ve ilgilenmediğimi söylediğim içeriği bana göstermiyor. Algoritma bu şekilde kullanıcı odaklı olmaya çalışırken -bunu içerik kalitesi tarafında ne kadar başardığı ayrı bir tartışma konusu- eski algoritma üzerinde gelir modeli oluşturmuş ve buna göre yatırım yapmış içerik üreticileri, büyük sıkıntı içine düşüyordu. İçeriğin kalitesinden bağımsız olarak, Google’ın karşıma çıkardığı yeni sonuç dizisi beni daha fazla tatmin ediyor.

Ancak arama motoru ile pazarlanan içerik/reklam sisteminden farklı bir gelişme de paralel olarak yaşanıyor. Nuh nebiden kalmasına karşın hâlâ gençlere taş çıkaran Huawei P30 Pro’mdaki menünün sonuna eklenen Gemini ikonunu geçen günlerde test ettim. Önce yanımda oturan eşimi sordum; tanımıyordu. Eşimin yıllarca medyada çalışmış olması ve yüzlerce imzalı haberi olmasına karşın bana sonuç sunamayan Gemini, kendisinden nasıl faydalanabileceğim ile ilgili bir standart açıklamayı karşıma çıkardı. Ben de bu yetersizliği pas geçip “Steve Jobs kimdir?” diye sordum.

Karşıma şu sonucu çıkardı:

“Steve Jobs, teknoloji dünyasının en etkili isimlerinden biridir. Apple şirketinin kurucularından olan Jobs, vizyoner yaklaşımı ve yenilikçi ürünleriyle kişisel bilgisayar devrimini başlatmış ve teknolojiyi günlük hayatımızın merkezine taşımıştır.”

İşte Steve Jobs hakkında bazı önemli noktalar: Apple’ın kuruluşu: Steve Wozniak ile birlikte 1976’da Apple’ı kurdu. İlk ürünlerinden olan Apple II, büyük bir ticari başarı yakaladı. İnovasyon: iPod, iPhone ve iPad gibi devrim yaratan ürünleriyle müzik, telefon ve tablet endüstrilerini dönüştürdü. Minimalist tasarım: Ürünlerinde sade ve şık bir tasarım anlayışı benimseyerek teknoloji dünyasına yeni bir bakış açısı getirdi. Pazarlama zengini: Ürünlerini pazarlama konusunda büyük bir yeteneğe sahipti ve

Apple’ı dünyanın en değerli şirketlerinden biri haline getirdi.

Pixar’ın kuruluşu: Pixar Animasyon Stüdyoları’nı kurarak animasyon dünyasında da önemli bir iz bıraktı.

Steve Jobs, sadece bir iş adamı değil, aynı zamanda ilham verici bir lider ve vizyoner bir

düşünür olarak da tanınır. Hayatı ve başarıları, birçok kişiye ilham kaynağı olmaya devam

etmektedir.

Daha fazla bilgi için şu kaynakları ziyaret edebilirsiniz:

Steve Jobs hakkında başka sorularınız varsa lütfen çekinmeden sorun.”

 

Bu kadar güzel bir yanıt veren Gemini’ye bu sabah (12 Ocak) Flash TV’yi kimin satın aldığını sorduğumda ise yanıt alamadım ama neden yanıt alamadığımın aynı güzellikteki açıklamasını yaptı. Özünde kanalın çok fazla el değiştirmesine dayanan açıklamalardan ilki Halk TV’yi kapsarken, bu açıklamayı okumaya başlayan uygulama Halk TV adına gelmeden kendisini kapatarak güncel olmayan veriyi aktarmaktan kendisini engelledi.

Yani Gemini bir yandan, Google’dan daha rafine ve okuması nedeniyle çok daha kolay erişilebilir sonuçlar verirken diğer yandan muallak konularda bilgiye ulaşma arayışımızda genel normların ötesine geçemiyor. O zaman gazeteciliğin içinde kapalı gruplarda genele yaymadan karşılıklı güven içinde paylaşım yapmanın yüksek değeri olacak bir döneme giriyoruz. Bunun ücretlendirilmesi de doğal olarak gösterim bazında reklam geliri ya da satış geliri ile olamaz. O zaman, üretilen değerden pay alınan bir model geliştirmek gerekiyor. Bugün böyle bir medya modelini kurmak için ne yeterli birikimim ne de sermayem var ama yapay zekâ çağında medyada yer alacaksam böyle bir modeli hayal etmek ve buna ulaşmak için organize olmak zorundayım.

Birinci tekil şahıs olarak yazsam da bunu sadece size ne yapmanız gerektiğine odaklanmanız gerektiğini vurgulu söyleyebilmek için yapıyorum. Bu kadar aykırı bir model dile getirmenin bugün hepimiz için anlamsız göründüğünün farkındayım. Ama değişen dünyada buna hazır olmalısınız.

 

Trump ve Musk hayal değil, yeni gerçekliğin parçaları

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump ve Verimlilik Bakanı Elon Musk’ın inanılmaz sözleri ve teorileri size saçma göründüğü sürece bu yeni dalgayı atlatma şansınız bulunmuyor. Trump’ın, Kanada’nın ABD’ye eyalet olarak katılmasını, Grönland’ı satın almayı ve Panama Kanalı’nı kontrol etmeyi istemesinin delice olduğunu düşündüğümüz bugünlerde, ‘yeni ve güvenli küresel tedarik zincirinin oluşturulmasının gereği üzerine konuşmaya başlamamızın üzerinden dört-beş yıl geçmiştir’ diye tahmin ediyorum. Ancak hâlâ bu adımların yeni terdik zinciri ile bağlantılı olduğunu anlayan az sayıda insan var. Sadece, gündemi çok iyi takip eden Fatih Altaylı’nın cümle içinde bahsettiğini duydum.

Takip etmek güzel ama Kanada ve Grönland’ın hem hammadde kaynakları hem de Çin mallarının dünyaya ulaşması için bir kapı olarak sahip olduğu değeri hâlâ göremiyoruz. Mezunu olmaktan gurur duyduğum İstanbul Teknik Üniversitesi’nin liderliğinde ve Türkiye İş Bankası’nın sponsorluğunda gerçekleştirilen Arktik seferinin sonuçlarını dinlediğimde, bunların çizgi romanlaştırılarak çocuklara belletilmesi gerektiğini söylemiştim. Oysa Türkiye’nin tavrı, bu seferin ikincisinin Cumhurbaşkanlığı himayesine alınması oldu ve çıktıları konusunda artık bir bilgimiz ya da ne yapıldığı konusunda bir fikrimiz yok. Bu nedenle Gemini, bu ülkedeki kimse hakkında Steve Jobs hakkındaki ifadelerinin -benim gözümde övgü- onda birini bile söylemeyecek.

Trump/Musk ikilisinin ne anlam taşıdığını ancak o koşullar altında yaşamak zorunda kaldığımızda anlayacağız. En minimalist anlamda, Ali Koç Fenerbahçe kulübüne yeniden başkan seçilirken Acun Ilıcalı’nın da yönetime girmesine benzer sonuçlarla karşılaşırız.

Ancak ben daha fazlasını göreceğimizi düşünüyorum. Özellikle Grönland konusu çok ilgi çekici. Son birkaç yıl içinde buğdayın emtia olarak içinde yer aldığı fonlara para yatıranlar, tarımsal üretime yatırım yapmanın ne kadar kazandırdığını biliyorlardır. ABD hariç çoğu dünya ülkesi karbondioksit emisyonlarını düşürerek küresel ısınma ile mücadele edip dünyayı “normal sıcaklığına” geri çekme sloganları atarken Trump’ın küresel ısınmaya bağlı olarak buzulların eridiği bir coğrafyada ortaya çıkacak yeni tarım alanlarını satın almaya çalışmasını anlamaktan neden aciziz. Trump için, adını vermek istemediğim bir ülkede tarımsal üretimin ortadan kaldırılması ve hükümete yakın iş adamlarına Ukrayna’dan Sudan’a kadar çeşitli ülkelerde tarımsal üretim yaptırılarak bu yeni normalin demosu gerçekleştirilmiş olabilir mi? Tarımsal ürüne sahip olmayan ve bunu ithal ederken de hükümete yakın iş adamlarını fonlayan bir sistem, ebedi iktidar aracını sunabilir mi? Bu soruların yanıtını vermek, yeni dünyada hissedar mı yoksa kâr maksimizasyonunu sağlamaya hizmet eden köle-işçiler mi olduğunuzu belirleyecek. Dediğim gibi, bunlar benim için, içinde yer alamayacağım kadar yüksek katsayılı denklemler.

Bununla birlikte Bain’in yapay zekâya odaklanan Küresel Teknoloji Raporu 2024 raporunda kendi yutabileceğimiz türden lokmalar bulabileceğimizi düşünüyorum.

 

Yeni bir çevrimin eşiğindeyiz

 

Raporla ilgili bir bültenin içinde şu ifade dikkat çekici:

“2024 yılında, yapay zekâ yatırımları bir önceki yıla göre yüzde 15 artmıştır. Bu büyümenin itici gücü, yapay zekânın iş süreçlerine sağladığı verimlilik ve yenilik yetenekleridir. Yapay zekâ çözümleri, iş gücü verimliliğini yüzde 20 artırmakta ve finans, sağlık ve üretim gibi kritik sektörlerde önemli dönüşümlere yol açmaktadır. Bain & Company Türkiye temsilcileri, Türkiye’nin de bu küresel trende dâhil olduğunu vurgulamakta ve yapay zekâ yatırımlarının yerel teknoloji ekosistemini güçlendirdiğini belirtmektedir. Bu alanda önemli projelerin Türkiye’de hayata geçirildiği ve bu trendin gelecekte hız kazanacağı öngörülmektedir.”

Bültende öne çıkarılan üç noktanın Türk iş dünyasının liderlerinin dikkatini çekmesini bekliyorum. 

Bu maddeler şöyle sıralanıyor:

– Bain & Company tarafından yayımlanan 2024 Küresel Teknoloji Raporu, yapay zekâ yatırımlarının 2027 yılına kadar 780 ile 990 milyar dolar arasında olacağını ve büyüme oranının %40 ile %55 arasında değişeceğini duyurdu.

– Rapor, pandeminin neden olduğu krizin aşıldığını belirtirken, kurumsal yöneticilerin yapay zekânın neden olabileceği yeni bir çip krizi için hazırlık yaptığını vurguladı.

-Rapor’da, hükümetlerin yerelleştirilmiş yapay zekâ veri gizliliğini korumak, ulusal güvenliği sağlamak ve yerel yüksek teknoloji ekosistemlerini kurarak veya güçlendirerek ekonomilerini büyütmek için ‘Egemen’ yapay zekâya yatırım yaptığı belirtildi.

Benim için dikkat çekici olansa, orijinal raporun Bain’in Global Teknoloji Pratiğinin Lideri David Crawford’un imzasını taşıyan giriş yazısı. Crawford’ın yazısını, “AI’ın sonuçlarını vermeye başlamasıyla teknolojinin çağı açılıyor” diye çevirebilirim. Çeviri konusunda Can Yücel kadar yetenekli değilim ama “gün geldi, devran döndü” ifadesi ile destekleyerek daha iyi bir sonuç elde edebileceğimi düşünüyorum. İçerik ise kendi kendisini anlatıyor. Crawford, şunu yazıyor:

“2024’te teknoloji kesimi, bilgi işlemin yapay zekâ evresine güçlü bir biçimde taşındı. Bulut servis sağlayıcıları, büyük işletmeler ve teknoloji üreticileri yapay zekâya her zamankinden fazla harcama yapıyorlar ve adaptasyon hızları yüksek. Ancak şüpheciler yapay zekânın yatırım dönüşü konusunda ihtiyatlılar. Uyumsuzluğun açıklaması ne olabilir? Müşterilerimizle yaptığımız çalışma, yapay zekânın kurulması kendi başına, diğer ezber bozan [disrupt] teknolojik gelişmelere oranla çok küçük bir değer yarattığına işaret ediyor. Yapay zekâ ile değer yaratmak, 100 binlerce çalışanın iş süreçlerinde değişiklik gerektiriyor. Şirketlerin bu teknolojiyi uyarlarken işletmeciliklerini teşhis etmeleri, süreçlerini yeniden tasarlamaları, hedefler koymaları ve değişimi yönetmeleri gerekiyor. Ancak müşterilerimizin çalışmalarından elde ettiğimiz ilk kanıtlar, müstahsil AI (generative AI) inisiyatiflerinin, FAVÖK’ün (EBITDA) yüzde 20’sine varan değeri göstermesi ile cesaret verici.”

Bain’in 2024 teknoloji raporunun yapay zekânın sınai yapılar, büyük işletmelerin değeri, veri merkezleri, jeopolitik ticari bloklar, yazılım, servisler, iş fırsatları ve kaynaklar ile yetenek alanları üzerindeki süpürücü etkisini ele alan raporunu ele almaya, bir sonraki yazımda devam edeceğim. Aynı zamanda, EY’nin yapay zekâ iş süreçlerini kurgularken faydalanabileceğiniz bir akışını da paylaşıyor olacağım. Bu çalışmalar ile sizi yapay zekâ çağına hazırlamaya yardımcı olmaya çalışacağım. Bunu başaranlar yapay zekâ ile çalışırken yapamayanlar yapay zekâ için çalışıyor olacak.

İlginizi Çekebilir:Türkiye’den 2024 yılında 229 milyon dolarlık fıstık ihraç edildi
share Paylaş facebook pinterest whatsapp x print

Benzer İçerikler

Serdal Adalı’dan Sergen Yalçın açıklaması
Macau’nun kumar gelirleri kasımda yüzde 14,9 arttı
Bankacılık sektörünün mevduatı geçen hafta arttı
“Kasım Fırsatları” için “iyzico”da dakikada 30 bin işlem yapıldı
ABD’nin “muhteşem yedilisi” 2024’ü rekorlarla geçirdi
Omnicom, dünyanın en büyük reklam şirketini kuracak anlaşmaya imza attı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

yeputv – güncel teknoloji haberleri, para & finans, bilim! | © 2025 | yeputv.com